BHAKTIVEDANTA
BOOK TRUST TÜRKİYE

Sepet
0.00
0

EN

0

Yoga ve Ayurveda

Yoga ve Āyurveda

Kṛṣṇa-mālā Devī Dāsī

Āyurvedanın temel prensiplerine göre bir yoga sekansı nasıl planlanabilir?

 Āyurveda ve yoganın yaşamımızın temelini oluşturmasına ne kadar izin verirsek yaşamımız o kadar kolaylaşır.”

Āyurveda, āyuh ve “veda” kelimelerinin birleşiminden oluşuyor ve yaşam bilgisi demek. Bu; sağlıklı bir yaşam yaşamak için ihtiyacımız olan bilgelik aslında. Āyurveda; yaşam tarzında düzenlemeler yapan, kişiselleşmiş beslenme programları ve güçlü bitkisel formüller sunan kendine özgü bir sağlık sistemi olmasının yanı sıra aynı zamanda kişiyi yoga ve meditasyona yönlendirerek insan yaşamının gerçek amacı olan spiritüelliğe odaklanmasını da sağlıyor. 

Āyurveda da yoga gibi Atharvaveda gibi vedik spiritüel öğretilerin bir parçası olarak ortaya çıktı. Onun geleneksel kurucuları Caraka ve Suśrutadır ve onlar āyurveda üzerine iki temel klasik olan Caraka Saṃhitā ve Suśruta Saṃhitāyı kaleme almışlardır.

Büyük Üstat Patañjali

Büyük yoga üstadı Patañjali kendisi Caraka’nın eseri üzerine bir yorum yazmıştır, bu da yoga ve āyurvedanın geçmişten beri her zaman ne kadar birbirleriyle yakın iki disiplin olduklarını göstermektedir. 

Yoga & Āyurveda

Aralarındaki ilişkiyi şu şekilde açıklayabiliriz; geleneksel yoga okulları eğitim sırasında farklı āsanaların fiziksel etkilerini ve sağlımız üzerindeki olumlu yönlerini açıklarken bunu Āyurvedanın terminolojisini kullanarak yapmıştır ve bu gelenek aynı şekilde devam etmektedir.

Benzer şekilde āyurveda da uyguladığı tedavi şekillerinin psikolojik ve spiritüel boyutları söz konusu olduğunda yoganın dilinden ve yoganın zihin ve ince bedenle ilgili bize sunduğu anlayıştan faydalanmaktadır.

Yoga sağlıkla ilgili çalışmalarında āyurvedaya dayanır, āyurveda da zihinsel ve spiritüel boyuttaki uygulamaları için yogaya dayanır. 

Kendimize Özgü Doğamız

Hem Āyurveda hem de Yoga kendimize özgü bir doğamız olduğuna inanan Vedik düşünceyi yansıtırlar. Āyurvedaya göre biz hepimiz farklı zihin ve beden tiplerine sahibizdir. Bir kişinin yiyecek ya da egzersiz yapma ihtiyacı diğer bir kişinin ihtiyacından farklıdır ve bundan dolayı farklı bir yaşam tarzına ihtiyaç duyar.

Āyurvedik bir bakış açısıyla āsana pratiği yapmak

Geleneksel yoga sistemlerinde āsanaların āyurvedik terimlerle ve dinamiklerle açıklandığını görürüz. Āsana pratiğine dair āyurvedik bir bakış açısı geliştirmek yukarıda bahsettiğimiz kendine özgü doğayı daha iyi anlamamızı sağlayarak yoganın bize öğrettiklerini tamamlar ve daha kişiselleşmiş sekanslar yaratmamıza imkân verir. Bu bakış açısıyla hem kendi bedenimizi ve zihnimizi hem de öğrencilerimizi daha derinden anlama fırsatı buluruz.

Āyurvedik bir yoganın iki boyutu

Bu yazımızda yoga yaparken ya da bir yoga dersi planlarken āyurvedik bir anlayışın bize kazandırabileceği faydaların iki boyutuna değinmeyi amaçlıyoruz. 

1.İlk olarak farklı zihinsel durumlara yani “guna”lara göre bir dersin nasıl planlanabileceğinden bahsedeceğiz.

2.Ondan sonra da farklı doṣalardaki dengesizliklerin nasıl fark edilebileceğini ve bu āyurvedik anlayışla bir yoga sekansının nasıl oluşturulabileceğini öğreneceğiz. 

Guṇalar & Doṣalar 

Yukarda āyurvedada kullanılan iki temel kavramdan bahsettik ve belki bizim için bu kavramlar yeni olabilirler. Yoga ile āyurvedanın arasındaki ilişkiyi anlayabilmemiz için bu kavramlar çok önem taşıyorlar. Bunlardan ilki “guṇa” kavramıydı, ikincisi ise “doṣa” kavramı. 

Guṇalar;

Sattva, Rājas, Tamas

Yoga ve Āyurveda insan psikolojisini maddi doğanın üç özelliğine göre tanımlarlar- bunlar sattva (denge, iyilik ya da erdem hali de diyebiliriz), rājas (agresyon) ve tamas (atalet) tır.

Sattvik kişiler huzurlu, sakindirler ve iyi bir şekilde odaklanırlar. Duygusal olarak da sevgi dolu, inançlı, adanmış ve memnun kişilerdir.

Rājasik kişiler zihinsel olarak daha aktif ve huzursuzdurlar, arzularının peşinde oradan oraya koştururlar. Duygusal olarak oldukça öfkelidirler ve yapmak istedikleri şeylerin engellenmesinden hoşlanmazlar.

Tamasik kişiler ise zihinsel bir durgunluk, atalet ve donukluk halindedirler. Yaşamları oldukça durağandır, kendilerini değiştirme ya da geliştirme konusunda pek beceri gösteremezler. 

Yoganın amacı: Rājas niteliğini azaltmak

Vedik felsefede rājasik bir zihin hali; tamasik bir zihin halinin bizi içine soktuğu ataletle kıyaslandığında bir açıdan daha iyi olarak görülür. Rājas yaşamımıza hareket getirir ve bizi tembelliğimizden çıkarır. Ama bu hareket bizi iki farklı yöne de götürebilir. Yukarıya sattvaya doğru da çıkabiliriz ya da aşağıya tekrar tamasa doğru da gidebiliriz.

Yoga yaparken bu bizim için ne anlama geliyor? 

Klasik bir yoga metni olan Haṭha Yoga Pradīpikā’ya göre yoganın temel amacı bu rājas özelliğini azaltmaktır. Bu da ısıyı, ajitasyonu ve agresyonu azaltarak sakin ve huzurlu bir beden ve zihne sahip olmak anlamına geliyor. Yani aslında yoganın amacının rājasın sattvaya doğru hareket etmesini sağlamak olduğunu görüyoruz.

Sthira Sukham Āsana 

Yoga pratiğimizi yaparken biz tama guṇadan çıkabilmek için ilk olarak güneşe selam gibi ısınma hareketleriyle başlıyoruz, sonra āsanalar ve prāṇāyāmalarla devam ediyoruz. Bunun amacı rājası sakinleştirmek ve odağımızı bedenimizden zihnimize ve kalbimize doğru taşımaktır. 

Pratiğimizin üçüncü aşamasında ise sakin ve odaklanmış bir meditasyonla sattvayı arttırırız. Bu aşamada āsana ile bir olur ve bedenimizi unuturuz. Bu şekilde yoga pratiğimizin bizi kendimizle bağlantıya geçirdiği daha derin ve daha yüksek seviyelerine doğru ilerlemiş oluruz. 

“Sthira sukham āsana” kavramı yoga sūtralarına göre āsananın tanımını yapmaktadır. Bu bizim bir yoga duruşunda sakinleştiğimiz ve mutluluğu deneyimlemeye başladığımız noktaya āsana dendiğini ifade eder. 

Guṇalarla yoga pratiğimizin ilişkisine bu şekilde değinmiş olduk. Şimdi yukarda bahsettiğimiz āyurvedik bir yoga sekansı için önem taşıyan ikinci āyurvedik kavram olan doṣalardan bahsedeceğiz.

Doṣalar:

Vāta, Pitta, Kapha

Doṣalar hem genel anlamda fizyolojik tepkilerden sorumlu olan faktörlerdir hem de insanların farklı enerjetik tiplerini belirleyen daha özel faktörlerden de sorumludurlar. Vāta, pitta ve kapha olarak bilinen üç doṣa bulunur, bunlara üç beden tipi de diyebiliriz.

Bir yoga dersi sırasında her bir öğrencinin beden tipini belirlemek zor olacağı için ve yaşam tarzlarımızdan kaynaklı olarak çoğunlukla doğal durumumuzda bulunmadığımız ve bir dengesizlik halinde olduğumuz için ben bu yazımda öğrencilerimizde ya da kendimizde gözlemleyebileceğimiz belli dengesizliklerden bahsetmek istiyorum. 

Belli bir doṣanın artması sonucu kişide bazı dengesizlikler ortaya çıkabiliyor, biz bu dengesizlikleri gözlemleyerek öğrencilerimizin ihtiyaçlarına uygun bir sekans oluşturabiliriz. Örneğin; vāta doṣası artmış olan bir öğrencimiz çabuk yorulduğunu ifade edebilir ve biz de bunu kendimiz gözlemleyebiliriz. Nefesi çabuk tıkanabilir, bir āsanadan çıkarken başı dönebilir, baktığımızda onun biraz cansızlaştığını görebiliriz ya da geceleri uyuyamadığını söyleyebilir. Aynı şekilde bir öğrencimiz derste üşüyor olabilir, son zamanlarda kilo kaybettiğini görebiliriz, hareketleri yaparken kasları titreyebilir, ya da karnında bir şişkinlik oluştuğunu gözlemleyebiliriz. Bu belirtiler bize vāta doṣasında artış olduğunu gösteren belirtiler olacaktır. 

Vātayı azaltan bir āsana sekansı nasıl olmalıdır?

Böyle bir durumda öğrencimize artmış olan vātasını dengelemek için sessiz bir şekilde, köklenmeye odaklanarak ve sistematik bir şekilde pratik yapmasını tavsiye edebiliriz. Vātaların esnekliklerini korurken bir yandan da merkez kaslarını (karın kasları vs.) güçlendirmeye çalışmaları gerekiyor. Yoga dersinin kendileri için olumlu bir deneyim haline gelebilmesi için bu güçle esneklik arasındaki dengenin sağlanması çok önemli oluyor. 

Nefes ve Pozlarda Kalma

Vātaların; pozları nefesle birlikte çalışmaları gerekiyor ve ayakta, oturarak yapılan pozlarda, öne doğru eğilmelerde ve geriye doğru dönüşlerde genelde kaldıkları süreden daha uzun bir süre kalmaları gerekiyor. Bir pozda uzun süre durmak vāta dengesizliği olan bir kişi için zor olabiliyor, o yüzden lütfen bu konuda onları cesaretlendirin. 

Bu yazımızda āyurvedanın bize sunduğu yaşamın bilgisiyle hem kendi yoga pratiğimizi nasıl derinleştirebileceğimizi hem de öğrencilerimizin ihtiyaçlarını nasıl daha iyi anlayabileceğimizi düşünmeye çalıştık. Bu iki kadim bilimin hayatınıza gittikçe daha çok girmesini ve yaşamınızı basitleştirirken aynı zamanda da derinleştirmesini diliyorum. Gelecek ay basit bir yaşamın sağlığımıza olan faydalarından bahsedeceğiz.  

 

Namaste.  

    

Benzer Yazılar

Bhagavad Gita'nın Özeti2
ruhundogasi
Müziğin Yogası
20240601_123800